Arkeolojik kalıntılarda, cesetlerin çok farklı lokasyonlarda ve çok farklı tiplerde mezarların içine konulduğu görülmektedir. Kaya mezarları, oda mezarlar, taş sandık mezarlar, basit toprak mezarlar, pişmiş toprak veya küp mezarlar (çömlek, pithos, urne, amfora), lahit, şaft mezarlar gerek Anadolu’da, gerekse dünyanın farklı bölgelerindeki medeniyetlerde karşılaşılan başlıca mezar tipleridir.

Eski inanışa göre “insanın mezarı ne kadar yüksekte olursa o kadar tanrıya yakın olur” düşüncesi kralların ve önemli insanların mezarlarının hakim tepelere yapılması geleneğini doğurmuş, Kral mezarları kralın ekonomik gücene ve dönemin gelenek ve göreneklerine göre çeşitlilik gösterir. Kral kaya Mezarları ise genelde kalker kayalara oyularak yapılmıştır. bilinen mezarlar arasında, kayaya oyulmuş yollar ve merdivenler bulunmaktadır.

Kaya Mezarlarının içlerinden çok, arkalarına oyulmuş geçitler dikkat çekicidir. kral mezarlarının yanında, nehre kadar uzandığına inanılan bir tünel olduğunada inanılır. Genelde kalker kayalara oyularak yapılan bu mezarlar yapı ve büyüklükleri itibarıyla bölgeye hakim bir noktadadırlar.

Kral Kaya Mezarlarının en büyüğü, galeri ve merdivenlerle çıkılan, batı yönündeki en son mezar şeklinde tasarlanır. Mezar odasına girişi, diğer mezarlardaki kapılardan daha yüksektir.

Kral mezar odasına çıkmayı kolaylaştıracak taş merdivenler genelde vardır. Mezar odasının sağ ve sol kenarlarında yapılan sütunlar bulmak mümkündür.

Kral mezar odasının etrafı geniş biçimde boş bırakılmasının amacı da, bazı mezarların tavaf edilmesi, bazılarında da kayalardan sızan suların hava ile temasını ve mezar odasının korunmasını sağlamaktır.

Kral Kaya Mezarları bazı dönemlerde hapishane ve cezalandırma mekanı olarak da kullanılmışlardır. Örneğin VI. Mithridates, kendisi ile yapılan barış görüşmelerinde zorluk çıkaran Romalı elçileri, Demir yolu geçidinin hemen üzerinde yer alan mezara hapsetmiştir.