Definecilikte 10 Altın Kural Nedir
10 Altın Kural
Definecilikte kullanılana 10 altın değerindeki kurallar
1- Ön araştırma ve kazı işlerinde arkeolojik metodlardan faydalanmak.
2- Toprak yapı ve katmanlarını tanımak için Jeolojide faydalanmak
3- Ele geçen eserin hangi çeşit madende yapıldığını yada hangi kıymetli taş kullandığını anlamak için Madencilik Dalında faydalanmak.
4- Araştırma ve kazı maliyet bilançosunu çıkartmak
5- Gerek kayalardaki figüranlarda gerekse elde edilen tarihi eserleri tanımak için Sanat Tarihi ve Medeniyetler Tarihinde faydalanmak.
6- Kazı bir amelyata benzer, toprağı nejterlemeden önce yüzeysel verileri iyi bir şekilde tahlil etmek.
7- Sonuca daha erken ulaşmak için teknoloji kullanmak.
8- İşaret, figüranlar alfabe ve matematik kurallarında oluşur. İşaretlerini dilini öğrenmek uzunluk derinlik ölçümlerinde matematiğin uzunluk birimlerinde, Kaya mezarları, tümülüsler, şahıs gömüleri bir takım kuralları çözmek için geometride faydalanmak.
9- Halk biliminde faydalanmak
10- Antik toplumların dinsel ve etnik yapılarını hareketlerini öğrenmek için Dinler Tarihinden faydalanmak
Halk Bilimi
Toplumumuzda birçok efsaneler anlatılır. Bu efsaneler içinde define, gömü gibi unsurlar konular işlenir. Eşkıyalar ve Ermeni göçünde Ermenilerin sakladıkları paralar hakkında uzun uzadıya konular anlatılan hikâyeler duyarız dinleriz. Öncelikle bu tür anlatımların abartmalı olduğunu vurgulayalım. Ancak bu abartılar içinde gerçekleri de gözde kaçırmamak gerekir” ateş olmayan yerde duman ” mantığını göz ardı etmemek gerekir. Burada yanlış olan şey abartmalardır.
Öncelikle yapılması gereken şey hikayeyi sonuna kadar dinlemek, hikayeye konu olan bölgeyi gömü hakkındaki anlatılan detayları not etmek, daha sonra köz konusu bölgeyi tespit etmek notumuza düştüğümüz unsurları bulmak olacaktır. Bulacağımız herhangi bir iz konunun doğru olduğuna dair gösterge olacaktır.
Ayrıca bir bölge veya alan hakkında yapılan anlatımlar Örneğin; falan yerde bir zengin yaşamış, bir tek kızı varmış, kızı genç yaşta ölmüş, falan yerde geçen yolun kenarına mezarını yapmışlardır… Falan yerde bir evliya yaşarmış, giderken falan yerdeki kayaya oturmuş… Falan yerde günlerce savaş olmuş şehitleri şurasında yatar. … Falan yerde kızlar oyun oynarmış … Şeklinde bir çok hikayeler anlatılır. Bu anlatımların kaynağı halktır. O yörede kuşaktan kuşa aktarılan yazılı olmayan kaynak teşkil ettiğini unutmamamız gerekir. Definecinin yapması gereken şey anlatılan bölgeyi bulmak bu bölge üzerinde bulacağı tüm unsur üzerinde detaylı olarak çalışmaktır.
Şunu da unutmamak gerekir. Tarihine uymayan ve günümüzde türbe diye bilinen yerlerin çevresi araştırmaya konu olacak yerlerdendir. Örneğin X isminde bir şahıs da bahsedilir, o şahsın Anadolu’da yaşadığına dair hiçbir iz yok tarihi kaynak yoka o şahsın asıl türbesi Bağdat Şam gibi şehirlerde olduğunu tarihi kaynaklar anlatır. Anadolu’da bu tür yerler oldukça çoktur. Öncelikle bu tür yerlerin ne olduğunu hakkında bilgi toplamak için önce o mekanın görmek bu yapıtın taş işçiliğini, yapım tekniğini, varsa kitabesindeki yazıyı, dikkatlice incelemelidir. Bu tür hikayeler Yunan-Roma ve Ermeni yapıtları olduğu bir çoğunda ermeni gömüleri olduğu bir çok çalışma ile tecrübe edilmiştir.
Defineciler hayal-kurgu çalışma ile bu tür yerlerdeki definelere ulaşması mümkün görülmemektedir.
Yüzey Araştırma
Definecilik ve arkeolojide kazıya başlamadan önce ilk çalışması yüzey araştırması yapma ve bulduğu bulguları değerlendirme işidir.
İnsanlar yaşadıkları topraklarda iz bırakırlar, orijinal doğaya yapılan her bir müdahale bir iz bir tabaka oluşturur. Bu tabakaların üzerinde ne kadar zaman geçerse geçsin orijinal doğaya göre farklılık oluşturur. Bu farklılıklar aşağıda anlattığımız şekillerde anlaşılır.
Müdahale edilmiş ve orijinali bozulmuş tabaka üzerinde yetişen bitki boyları sap kalınlıkları, köklerin kalınlıkları orijinal tabii katmana göre farklı olur. yumuşaktır kolay ve rahat kazılır. Yine insanlar tarafında müdahale edilmiş kayaların yüzeylerinde oluşan yosun tabakası açık renkli ve gençtir.
Şahıs gömüleri ve kaya mezarları direkt olarak kaya içine yapıldığından kayaların yüzeyinde oluşan farklı tabakaları titizlikle incelenmelidir. bu tür yerlerin sonrada kapatılan kaya etrafında kirli beyaz yada yeşilimtırak renkte bir katman oluşur.
Yer altına gömülen muhtelif maddenler (altın hariç) zaman içinde yanar ve olarak gaz oluşturur, bu gaz yer yüzüne çıkmak için üst katmanları zorlar ve katmanın zayıf noktasına sızarak atmosfere dağılır, bu tür gazın sızdığı yerde bitki tabakası farklı olur, ya ot yetişmez, toprak yapısı çorak gibi dir, ya erken sararır, erken kurur kurumasa bile renkleri sarıya yakın yeşillikte olur.
Kışın karın lapa lapa yağdığı zaman yüzeysel araştırma yapmak çoğu zaman başarıya götürür. Toprak yüzeyine sızan gaz karın erken erimesine yada kar tutmamasına neden olur. kar tutsa bile kendi çevresine göre geç tutar erken erir,
Doğal tabakaya göre farklılık oluşturan her bir tabaka bulgu birer ip ucudur, bu ip uçlarının sağlıklı bir biçimde değerlendirilmesi gerekir. Görüldüğü gibi definecilik kolay bir iş değil,bilgi tercube ve titiz bir çalışma ister, bu nedenle araştırma yapılan alanlar üzerinde orijinal doğaya aykırı olan, insanların müdahalesi sonucunda oluşan katmanlara odaklanmalıdır.
Define Arama Sistemleri
Yer altında bulunan işlenmiş yada işlenmemiş metalleri bulmada kullanılan elektronik yada elektronik olmayan sistemleri tek tek inceleyelim.
Elektronik Cihazlar
Dedektör Sistemleri: Dedektör sistemleri, gaz,sıvı ve katı halde bulunan maddeleri özelliklerine göre diğer metallerden ayırabilen elektronik sistemlerdir. Bu sistemler kullanılacak işe ve alana göre ayrı ayrı tasarlanır. Mayın bulmak için tasarlanmış bir dedektörle altın yada gümüş gibi metalleri bulmanız imkansızdır. O zaman definecinin kullanacağı dedektör geniş amaçlı bir tasarım olması gerekmektedir, Altın, Gümüş, Bronz, Bakır, Demir gibi madenlerin yanında boşluk kemik gibi ve hatta bu metallerin oksit gazını da tespit etmeli ve derinden algılamalıdır.
Bu tür cihaz yer altında gelen ve bulmak istediğimiz metalin manyetik frekansını yakalama okuma ve cinsine göre ayırım yapabilecek şekilde tasarlanmalıdır. Dedektörlerin önemli unsurlarından biride “toprak ayarı” dır bu yara arama başlığının dolaştığı yerde değeri olmayan metallere yada küp parçaları içinde bulunan metal parçalarına ait zayıf frekansları es geçme olayıdır. toprak ayarı denilen sistem yoksa kullanıcı durmadan sinyal alacak ve başarısız kalacaktır. Dedektör tasarımının yanı sıra kullanıcının deneyim ve bilgi sahibi olması şarttır,
Dedektör sistemi yer altına sinyal gönderemez, arama başlığı yeryüzüne yayılan yaklaşık 10 Cm yüksekliğindeki Metallerin yaydığı manyetik frekanslarını yakalar. Siz arama başlığını 10 cm den yüksek tutarsanız dedektörün yayılan frekansı yakalama şansı ortadan kalkar. Kullanımla ilgili önemli konulardan biride sıcaklıktır. Gün sıcaklığı 15 ile 25 derecelik ısı arasında iken arama yapılmalıdır.
Definecilik masraflı bir hobidir bu nedenle araştırma yapmadan önce çok güzel hesaplamalar yapılmalıdır.
Unutmayın ki dedektör defineyi bulmaz, sizin bulduğunuzu teyit eder, hedef noktayı test eder. Bunun içinde büyük masraflara katlanmanızı tavsiye etmiyoruz. Bulmada, size tarih bilgileriniz yardımcı olacaktır.
Alan Tarama Sistemleri: Bu sistemler daha geniş çaplı alanı taramakta ve nokta tespitini kademeli olarak yapmaktadır. Dedektör sistemlerinden daha avantajlı olarak görülmektedir, dijital ekran ve metallere göre ayırma özelliğine sahiptir, uygun tasarımlı olanları alıp kullanmanızı tavsiye ederiz, y alırken kalite ve garanti sinin olmasında dikkat etmek gerekir.
Kamera Sistemi: Definecilikte kullanılacak en ideal sistemdir. Bir video kamere yapısında olup, iki adet yardımcı antenle çalışan, kapalı alandaki görüntüyü ve sesi çok derinlerden algılayan, kaydeden daha sonra bilgisayar ortamında görüntüler hakkında değerlendirme yapma imkanı olan bir sistemdir.
Çubuk Sistemleri:
Muhtelif metallerden imal edilmiş, elde çalışan elektronik olmayan, görünüşte basit olan bir sistemdir. Bu sistemin avantajı kadarda dezavantajı vardır. bir çok sorunları olan bir sistemdir, Çünkü toprak içinden binlerce çeşit mineraller var bunları yakalama yorumlama ve ayrıma gibi bir özellikleri bulunmamaktadır. Başka dezavantajı; güneş patlaması, kutup bölgeleri; atmosferik olaylar, yüksek gerilim hatları, uydu araçlarından gönderilen (TV ve Cep Telefonları Gibi) bir çok sinyaller bu sistemin sağlıklı çalışmasını büyük ölçüde etkilemektedir.
Kazı Tekniği
Kazı öncesi yapılması gereken önemli işler, kazının amacı, kazı için uygulanacak yöntem ve ayrıntılı bir program hazırlanması başarının temel ilkesidir. Kazıya; yasal, parasal ve iş gücü şeklindeki sorunlar çözümlenmeden başlanmamalıdır. Kazı yapılacak alanın toprak ve jeolojk yapısı kazı yapan için bir kaynak halindedir, bu kaynak yazılı bir metin nasıl okunuyorsa öyle okunmalıdır. Çünkü toprak yapısını katmanlarını okumak bu bilgiler tarhsel bilgi niteliğindedir, toprak katmanları iyice okunmazsa kazıda başarı sağnmayacak kadar ciddi bir konudur. Kazıyı yapacak insanın toprak yapısını çok iyi okuyabilecek bir tercubeye sahip olması gerekir,böyle bir tercubesi yoksa mutlaka uzman birinde yardım almalıdır.
Kazı işi kendi başına bir bilim dalıdır. Bu nedenle amaç, ve yöntemleri vardır.
1- Kazılacak alan tabakası çok iyi belirlenmeli ve bulunan tüm özelliklere programa dahil edilmek üzere kayıt altına alınmalıdır. Üzerinde belli bir zaman geçmiş yüzey,açılmış çukur ve benzeri gibi tabakalar insanoğlunun müdahalesi sonucunda oluştuklarında farklılık içerecektir. İnsan tarafından oluşturulan katmanlar üzerinde ne kadar zaman geçerse geçsin orijinal tabakaya göre yımuşak, yine orijinal tabaka bitki örtüsüne göre farklı bir bitki örtüsüne sahiptir. İnsan tarafında oluşturulan katman üzerinde yetişen otlar ana tabakaya göre uzun boylu ve kökleri kalın olur. Bu imceliği ancak bu konuda uzmanlaşmış biri tarafında fark edilebilir. Aradığınız şeyler insan tarafında oluşturlan katman içinde olur aranacak katmanda bu katmandır. bu nedenle katmanlar itina ile incelenmelidir. Bu yöntem kazı biliminin ana öğesidir.
2- İnsanoğlunun müdahalesi sonucunda oluşan tabaka içinde insan oğlunun izleri vardır. rengi yapısı orijinal katmana göre farklılık taşır. Bu nedenle ana katmanla uğraşıp zaman ve maliyet kaybına neden olmamak yararınıza olacaktır.
3- Tabaka katmanları aşağıda ki izlenmelidir.
A)- Zamanla en üste kendiliğinde oluşan katman
B)- Kamufle katmanı
C)- Sertleştirilmiş, çamur,kil kum yada taş gibi katman
D)- Çukur duvarları
E)- Orijinal katman (ana katman)
Kazı Ana İlkeleri
1- kazı alanı mümkün olduğunca geniş tutmak
2- Kazıyı uygun aletlerle yapmak (kepce gibi makinalarla yapmamak)
3- Yanları dik olmalı (90 derece dik olmalı)
4- Çıkan toprağın nereye atılacağı önceden belirlenmeli
5- Çıkan toprak enkazı kazı alanında en az 2 metre ileride tutulması.
6- Kazıdan önce ve sonra alan resimlenmeli,
7- Kazı öncesi kazı alanı5×5 cm kalınlığında 40 Cm uzunluğunda kazıklar çakılmalı ve bu kazıklara ip bağlanarak kazı alanı bir çerçeve içine alınmalıdır.
8- Bir miktar toprak kazıldıktan sonra zemin temizlenmelidir, çünkü bu katman insanoğlu tarafında oluşturduğundan, gömüyü yapanın bıraktığ herhangi bir iz sizi sonuca götürebilir.
Bu anlattıklarımız yasal izin alınmış bir kazı varsayarak anlatmış olduk, yasal olmayan kazı yapmaktan kaçınınız. Bizden uyarılması, hayırlı olsun
Mezar Kazı Tekniği
Günümüzde olduğu gibi eski medeniyetlerden de cesetler inançlara göre saklanırdı. Bu saklama işi medeniyet ve inançlara göre farklılık göstermektedir.
Bu konuda en basit mezar türü toprağa açılmış bir çukur şeklinde, bazen bu çukurun kenarları taşlarla örülerek bir sandık halinde olabilmektedir.
Eski medeniyetlerde ölüler bazen yerleşim alanı içine gömülürdü, Yerleşim alanı içine gömülen cesetler genelde odaların tabanında yer alırdı. bazende yerleşim alanı içine gelişi güzel yerlere gömerlerdi.
Yerleşim alanları dışına yapılan ölü gömme, toplu mezarlık alanları oluşturulurdu. Mezar kazılarında öncelikle dikkat edilmesi gereken unsur, kazılacak mezarın hangi medeniyete hangi din mensubuna ait olduğu bilinmelidir. bilinmiyorsa araştırılmalıdır. Mutlaka bir kanaate ulaşılmalıdır. Bu tür mezarlarda pek fazla değerli eşyalar bulunmaz, çoğu zaman boş olurlar, Yani ölü armağanları olmayanlar çoğunluktadır.
Bu alanlara Kazı yapılırken mutlaka deniyimli olmak yada deneyimli birinde yardım almak kazı yapanın faydasına olacaktır.
Bu tür kazılarda dikkatlice üstten alta doğru kazılarak inilmelidir. kazının geniş çaplı olmasına dikkat edilmelidir. Cesede ait kemiklere ratlanınca tam orta yerinde temizlenmeli kemiklerin kırılıp dağılmamasına dikkat edilmeli, ölü armağanları alındıktan sonra kemikler paketlenip en yakın müzeye teslim edilmelidir.
Mezarda çıkabilecek içi toprak dolu kap kacak gibi eşyalar rast gele boşaltılmamalı, içindeki toprak paketlenip incelenmek üzere iligili müzeye teslim edilmelidir.
Yerleşim yerleri dışında toprak üzerinde hiç bir nişanesi olmayan mezarlıkların keşfi çoğu zaman rastlantı şeklinde olmuştur. Böyle bir rastlantı esnasında mezarlık alanı iyice tespit edilmeli, Bunun için:
Bitki örtüsünün farklılaştığı yerde başlanarak 5×5 cm kalınlığında 40 cm uzunluğundaki kazıklar 1×1 metre aralıklarla çakılmalı, ve bu kazıklar ip ile birbirine bağlanmalıdır. Daha sonra 25 MM kalınlığında darbelere dayanıklı 150 cm uzunluğunda T şeklinde bir demir kazık ile iple yaptığımız plan karelerine merkezine çakmalıyız. demir kazğımızın kolaylıkla çakıldığı yer mezardır.
Bu anlattıklarımız yasal izin alınmış bir kazı varsayarak anlatmış olduk, yasal olmayan kazı yapmaktan kaçınınız.
Define Olma İhtimali Yüksek Sembollerden Bazıları
İŞARETLER: doğada mevcut tabiat varlıkları, taşlar, mağaralar, duvar resimleri, kayalara çizilen resim, figür ve şekiller, kaleler, manastır, kiliseler, mezarlıklar vs. üzenine işlenen resim, şekil, figür ve işaretler kültürden kültüre, inanç özelliklerine, zaman takvimindeki dönemlere ve insanların yaşadıkları coğrafi bölgelere göre değişmektedir. şekiller tek başlarına anlam vermezler. şekil, resim, figür ve işaretler birbirlerini tamamlarlar. incelenirken mutlaka birkaç tane resim, figür, iz ve işaret olmalıdır.
TAŞ ÇIKARILMIŞ MAĞARA: Mağaranın içine girildiğinde karanlıksa aydınlatılmalı ve tavan veya duvarlardan özenle kesilmiş taş var mı incelenmelidir. Kesme yolu ile taş çıkarılmışsa mağarada bir şeylerin olabileceğine işaret eder. Ancak bunun tuzak veya aldatmaca olduğunu iyi öğrenmek incelemek gerekir. Taş çıkarılmış mağaranın dolu olma olasılığı çok yüksektir. Ancak tehlike oranının da çok yüksek olduğu unutulmamalıdır. Acemice davranarak iz, işaret ve sembolleri yok edilmemelidir.
GAZLI MAĞARA: Yer altında ulaşılması güç olan mağaralara girildiğinde ilk dikkat edilmesi gereken mağaranın zehirli gazla dolu olup olmadığıdır. Mağara tavanında yarasa yuvaları varsa veya mağarada canlı hayvan yaşadığına dair izler varsa mağarada gaz olayı yoktur. Genelde zehirlenmeler çok yavaş gerçekleşir. Canlı hayvan yaşamamışsa mutlaka gaz maskesi ile girilmelidir. Genelde defineciler bu gazla yavaş yavaş zehirlendiği için hiçbir şey anlamadan ölürler. Gaz olasılığı yüksek mağaraları havalandırarak ve gaz maskesi ile girilmelidir.
KAPALI MAĞARA: Taş veya üzerine çizilmiş büyük yarım ‘O’ harfi şeklinde veya biraz daha oval çizgi çok yakın bölgede bir mağara olduğunu işaret eder. Ancak bu mağaranın figürlerin çizildiği dönemde hiçbir giriş ve çıkışın olmadığını ifade eder. Bu tür mağaralara ilk giriş mutlaka tuzaklıdır, gazlıdır ve çok tehlikelidir.
AKREP: Akrep resimleri veya figürleri çok çeşitli anlamlarda kullanıldığı görülmüştür. Zor ve zahmetli işlerde görülen akrep resmi burada çok büyük bir tehlikenin varlığına işaret eder. Özellik değirmen, havuz, mağara, kuyu, yer altı mahzenlerinde çok sık karşılaşılır. Bütün olaylar iz, işaret ve semboller bir bütün halinde incelenmeli tuzak mutlaka bertaraf edildikten sonra aramalar yapılmalıdır.
BALIK: Akarsu, göl,göletlerdeki kayalara çizilmiş çok çeşitli balık resmi ve figürleri yakın bölgede bir hazinenin olduğunu ifade eder. Balık genel olarak hazine olarak nitelendirilir. Balık ile ifade edilen hazinenin yerini bulmak hem kolay hem de çok zordur. Balığın büyüklüğü, küçüklüğü, eğimi, yönü, pozisyonu, tek – çift olup olmadığı,yanında başka sembollerin olup olmadığı gibi konular uzmanlık isteyen işlerdir.
KÜP/KÜRZE: Su içinde veya civarında hazinenin varlığını işaret eder. Burada dikkat edilmesi gereken bu işaretlerin göl,ırmak veya gölet kenarındaki figürün anlamıdır. Susuz alandakilerle karıştırılmamalıdır.
IBRIK: Su veya gölet kenarlarındaki taşlara çizilmiş İbrik figürü su kenarında ve genelde çizilen taş çevresinde para olduğunu ifade eder. Ama bu para büyük değildir.
HALKA: Duvarlarda veya herhangi bir taş üstüne çizilen halka işaretleri veya halkanın kendisi burada birden fazla ve çok büyük tuzakların olduğunu anlatır. Halka figürleri tekte çizilmiş olabilir bir kaç figürün arasında da olabilir. Tuzakların biri aşılırken veya bertaraf edilirken diğer tuzakların çalışabileceğini unutmamak gerekir. Halkanın anlam ve çeşitlerini o yerin önemi ile eşleştirebilirsiniz.
AYAK İZİ: Mağara taban,tavan veya duvarındaki oyulmuş veya çizilmiş ayak izinin herhangi bir yere basıldığında mekanik olarak çalışan bir tuzağın olduğunu ve çalıştıktan sonra durdurulamayacağını simgeler. Basılan yer tuzakları bir tane olabileceği gibi bir kaç tane değişik tuzakta olabilir.
DEVE: deve resim veya figürleri çok çeşitlidir. Yürüyen,duran,ayağı havada,kafası havada, hörgüçlü, hörgüçsüz, tek hörgüçlü,çift hörgüçlü vs. dir. Deve belli bir hazine veya değerli eşyaları simgeler. Çok iyi incelenmeli diğer figürlerle bir çözümlenmelidir. Develer para anlamı taşıdığı gibi deve ile taşınabilecek eşyaları da simgeler.
ÇIPLAK KADIN: Resim ve figürler arasında veya tek başına çıplak kadın resmi ve bir yılanın kadının belinden başlayıp omuz başına çıkması veya hareket edip omuz başında başının olması bu bölgede çok önemli bir kral veya kraliçe mezarları olduğunu simgeler. Bu figürler diğer figürlerle tamamlanıp mezarın yönünü veya yerini işaret eder.
DÜZ YILAN: Yılan kıvrımları ve çeşitleri çok önemlidir. Zehirli yılanlar tehlike anlamlarını da içermektedir. Ancak yılanın her kıvrımları belli bir ölçü olarak kabul edilerek yılanın baktığı tarafta bir hazine veya değerli bir şeyin olduğunu ifade eder.
Kimler Nasıl Gömdü?
Gömüler bilerek, zorunlu ya da sel, deprem vb. tabii afetler sonucu yeraltında kalanlar olmak üzere düşünülmelidir.
Dini Gömüleri:
Eski uygarlıkların kilise veya benzeri tapınak yöneticilerinin zenginlikleri bilinir. Kiliseler belli dönemlerde Osmanlı topraklarındaki her tür bilgiyi kayıt altına almakta idiler. Halkın zenginliği-fakirliği, toprak sahipleri, ekilen-biçilen mahsul ve miktarları onlar için önemli idi. Osmanlı merkezi idareleriyle metropoliten ve bağlı birimleri arasındaki bütün bölgelerin irtibat ve münasebetleri gibi daha pek çok durum kilise kayıtları altında bulunmaktaydı. Kiliselerin içinde çoğunlukla var olan gizli bölmeler, papazların hem giriş çıkış noktaları ve hem de bu yerler saklama mekânı olarak kullanılmakta idi. Dolayısıyla ani saldırı ve işgaller esnasında bu tür ve paralar kaçırmaya fırsat bulunamadan çoğu zaman bulundukları yerlerde bırakılmışlardır. Kilise gömüleri içinde çoğu zaman ele geçen İncil ve haçlar, kilise cemaatinin bağışları olan paralar, papazların şahsi birikimleri, kiliseye yapılan devlet ve vakıf yardımları vb. gibi saklantılar olabilmektedir. Özellikle yukarıda bahsettiğimiz doküman vb. Kayılı bilgiler daha ziyade papazların evlerinde ve gizli tünellerinde olabilmektedir.
Ermeni Gömüleri:
Osmanlının son dönemlerinde ve Kurtuluş savaşı esnasında Ermeni, Yunan ve Rumların kaçarken ya da tehcir esnasında bırakmak zorunda oldukları para ve kıymetli eşyalardır. Çok az ve işaret yerine nirengilerle kayıtlı olan Rum terekelerine mukabil Ermeni gömüleri, çok büyük olasılıkla paranın yakınlarına ustaca bırakılan işaretlerle bilinirler. Gerçekten dünyada en iyi saklama metotlarına sahip olan milletlerden birisidir Ermeniler. Genellikle bir gömünün çevresine birden fazla ve -çok rastlanan şekliyle- en az üç adet işaret bırakırlar.
Savaş Gömüleri:
Avrupa, Asya ve Afrika üçgeni üzerinde tarihin her döneminde stratejik özellikleri bulunan Anadolu toprakları, sayılamayacak pek çok cazibesi sebebiyle birçok kavmin ilgi odağı olmuştur. Üzerinden asırlarca pek çok ordunun geçtiği bu topraklarda aynı zamanda pek çok savaşlar yapılmış, sayısını bilemediğimiz uygarlıklar kurulmuştur.
Savaşların yapıldığı bir coğrafyada elbette ki soygunlar ve gasplar en doğal olan şeylerdir. Bir köyden, kasabadan, şehirden işgal gücü olarak geçen orduların askerleri yaptıkları talan ve soygunlardan elde ettikleri ganimetleri gidecekleri ileri merhalelerde yanlarında taşıma imkânına sahip olamayabiliyorlardı. Çıktıkları savaş yolculuğundan geri dönerken almak üzere muhariplerin belli noktalara yaptıkları gömüler Anadolu’muzun pek çok yerinde mevcuttur.
Bu tür gömüler soygunların yapıldığı yerleşim bölgelerinin hemen en yakınındaki uygun arazi şartları içine saklananlardır. Savaşçı, elde ettiği ganimeti önündeki uzun yolculuğunda beraberinde taşıyamayacağı için gömme ihtiyacı duymuştur. Bunun için de ya yerleşim bölgesinde uygun bir noktaya, ya da yerleşimi terk eder etmez en yakın bir münasip yere gömüsünü yapacaktır.
Şahıs gömüleri:
Antik dönemlerde Bankalar yoktu. Bu nedenle insanlar ellerindeki paralarını küp, kese, veya benzeri şeyler işinde muhafaza ederlerdi. Burada muhafaza edilen paralar o insanın sermayesidir, harcayacak, fazla kazancını ilave edecektir. O zaman bu insan elindeki sermayesini götürüp bir arazide muhafaza etmez. yaşadığı mekan içinde ya duvar yada tabana gizli bir bölme yaparak saklayacaktır. Yerleşim alanlarından buna dikkat etmek gerekir. Dağda ve arazide şahıs gömüsü aramak akıl ve mantık işi değildir.
Eşkiya Gömüleri:
Yaşantı olan mağara içleri ve çevresi, Su kaynakları çevresinde gibi alanları kullanmışlardır. Defineci arasında dolaşan eşkiyalar hakkında bu güne kadar sonuca ulaşanı görülmemiştir.
Definecide Bulunması Gereken Araç ve Gereçler
1- Alan tarama cihazı.
2- Nokta tespit cihazı.
3- Kazma-Kürek
4- Balyoz-Murç-Keski
5- İp-5×5 Cm kalınlığında 40 Cm boyunda kazıklar
6- Emniyet şapkası
7- Kalın sicim ip
8- Gaz maskesi
9- Muhtelif boylarda çapa
10- Mala
11- Fırça
12- El arabası
13- Makara sistemi ve kova
14- Elek
15- El feneri
16- Pusula
Bu araç ve gereçler birlikte kullanıldığından can güvenliği ve sağlıklı bir kazı yapmayı sağlayacaktır.
Yorumlar -
Yorum Yaz